Seyahat günlüğümden: Porto
- Gulbu Tanrıverdi
- 5 Haz 2023
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Tem 2023
Portekiz'de geçirdiğimiz yedi günün üç gecesini Porto'da geçirdik. Porto'da ilk iki günü Airbnb'de, son bir günü ise otelde konakladık. Her ikisi de merkezi konumda ve oldukça rahattı. Havaalanına ulaşımımızı kaldığımız yerden organize ettik.
Porto maceramız havaalanında başladı. Şehri tanımak için zaman kaybetmek istemedik ve hemen gezmeye başladık. İşte size aklımda kalan ve beni etkileyen kültürel unsurlar ve deneyimlerimizden bazıları. Belki bir gün yolunuz Porto'ya düşer...
Öncelikle Porto sokaklarını ve sokak kültürünü anlatmak istiyorum. Sokaklarda en çok dikkatimi çeken şey, düğünden önceki gün gelinlerin arkadaşlarıyla birlikte sokaklarda kostümler giyerek dans etmeleriydi. Sokaklar bu tür kostümlere ve danslara alışıktı. Gelin ve arkadaşları müzik eşliğinde dans etmeye başladığında kalabalık oluşuyor ve herkes coşkuyla alkışlıyordu. Çok çeşitli kostümler vardı, hatta bir tanesi dışkı şeklindeydi. Bir tekne turunda da bir gelin ve arkadaşlarına rastladık.
Sokaklarda her köşede sokak şarkıcıları ve ressamlarıyla karşılaşıyorsunuz. Sokak ressamları, Porto'nun renkli evlerini, sokaklarını, köprülerini ve mavi seramik kaplı eski binalarını resmediyor ve satıyordu. Sokaklarda her türlü müzik ve eğlence mevcuttu. Sokak ortasında dans eden erkekli-kadınlı gruplar, satıcılar, birbirleriyle konuşan insanlar, kaldırımdan kaldırıma selamlaşan güleryüzlü yaşlı teyzeler ve amcalar... Sokaklar renk cümbüşüydü. Sadece sokaklar, evler ve caddeler değil, insanlar ve ilişkiler de renkliydi. Yabancı olduğunuzu hissetmiyorsunuz, farklılıklar sıradanlaşmış, kim olduğunuz, renginiz, giydikleriniz ve tercihleriniz kimsenin umurunda değildi. Yanımızdan geçen renkli bir çift, sevgiyle selam verdi. Yıllardır bir dosttan almadığım kadar içten ve sıcaktı. Belki de aynı gün sayısız pastanede yediğim keklerin bana verdiği mutluluğu tattırıyordu. Dostluklar da insanın sevdiği bir şeyi yerken hissettiği mutluluğu hissettirir mi? Ben hissettim...
Tam da kek demişken pastaneleri anlatmadan geçemem. Kafeler ve restoranlar tıklım tıklım doluydu. Birçok yerde sıra beklemek zorunda kalıyordunuz. Pastanelerin vitrini göz kamaştırıyordu. Kocaman kremalı pastalar, kekler, kruvasanlar, natalar... 1-1.5 Euro arasında aldığımız bu enfes pastalar sadece karnımızı değil gözümüzü de doyurmuştu. Natalar ise ayrı bir lezzetti. Altı çeşidini aynı anda denemiştik ve tek kelimeyle muhteşemdi. Porto'da mutlaka nataları ve kruvasanları tatmalısınız. Özellikle kruvasanlar, bizim yediklerimizi sorgulatacak kadar lezzetliydi.
Sokaklarda kırmızı nostaljik telefon kulübeleri, çok şık giyinmiş kadın şoförlerin kullandığı şehir içi tur araçları ve sarı-kırmızı iki katlı otobüslerle sık sık karşılaşıyorduk. Eğer 80-100 Euro öderseniz, tüm gün boyunca bu otobüslerle şehri gezebilirdiniz. Biz ise tercih olarak yürüyüş veya taksiyi tercih ettik. Günlük ortalama 20 bin adım attığımızı söylemeliyim.
Sokak satıcıları, kentin meşhur hediyelik eşyalarını satıyordu. Her yerde horoz veya horoz resimli bir obje bulmak mümkündü. Mutfak önlüklerinden şişe kapaklarına kadar her şey horoz temalıydı. Mantar da burada çok popülerdi. Çantadan cüzdana, her türlü eşya mantardan yapılıyordu. Porto otobüsleri ise hediye olarak çok tercih edilenler arasındaydı. En ilginç hediyelerden biri ise sardalya balığıydı. Öyle ki, hatta sardalya balığına özel bir hediye mağazası bile vardı. Tatlısından köftesine kadar her şey sardalya balığından yapılıyordu. Sardalya kutularının üzerinde dünyaca ünlü kişilerin fotoğrafları bulunuyordu. Tarkan'ın fotoğrafı da dikkatimi çekmişti. Deniz ürünleri çok meşhurdu. Akşamları nehir kenarında sardalya ve yanında bol miktarda haşlanmış patates görebilirdiniz. Genel olarak deniz ürünleri ve et tüketiliyordu. Vejetaryenseniz, maalesef şanslı sayılmazdınız. Pastaneler sizi cezbedebilir, ancak Porto mutfağı et yemeyenler için çok uygun değil, maalesef
Bir de hediyelik olarak Porto evlerinin ahşap maketlerini satın alabilirsiniz. Eğer tekne turuna katılırsanız veya köprüden karşıya geçerseniz sıra sıra dizilmiş renkli evlerin size selam verir gibi sıralandığını görebilirsiniz.
Tekne turu dediğimizde ise her yerde tekne turlarına rastlayabilirsiniz. 12-15 Euro karşılığında şehri nehir üzerinden keşfedebilirsiniz. Nehirdeki hareketlilik ve teknelerden yükselen müzik sesi size farklı bir coşku hissi verecektir.
Şehri kuşbakışı görmek isterseniz, birçok kilise size 5-10 Euro giriş ücreti karşılığında bu imkanı sunmaktadır. Se do Porto (Porto Katedrali) bu konuda tercih edilen yerlerden biridir. Şehri yukarıdan izlemenin keyfi tarif edilemez. Cami minarelerinin bunun için kullanılıp kullanılamayacağına dair bir düşünce geçti kafamdan…
Köprüden bahsetmişken şehrin ortasından geçen Douro nehri şehre bambaşka bir güzellik katmış. Köprüler ise kentin kimliği olmuş resmen. Porto deyince eminim birçok insanın aklına köprüleri geliyordur. İki katkı köprüler. Hiçbir şey yapmasanız bile köprüden geçerek nehir kenarında yürüyerek, sokak müzisyenlerini dinleyerek zaman geçirebilirsiniz. Ponte Dom Luis köprüsü iki katlı ve her iki kattan da karşıya geçebiliyorsunuz. Köprüden karşıya geçtiğinizde motorcuların ve teleferiğin olduğu bir yere geliyorsunuz. Her iki tarafında kendine ait güzellikleri var. Muralha Fernandina Surları karşı tarafta sizi karşılıyor. Öğrencilerin toplanıp müzik yaptığı bir ortama denk geldik. Her şey herkes gibi öğrencilerde mutlu görünüyordu. Bir süre oturduk aralarına ve onları izledik. Gençlik her yerde enerjik.
Dünyanın en meşhur kitapevlerinden olan Livraria Lello da Porto’da. İçeri girmek için uzun süre kuyruk bekledik. Giriş 5 Euro’ydu. Eğer kitap alırsan bunu aldığın kitap ücretinden düşüyorlardı. Tamamen ahşap olan olağanüstü bir görüntüye sahip bir kitapeviydi. Oldukça kalabalıktı. Kitapların tamamına yakını neredeyse Portekizceydi. Nobel ödüllü yazarların kitaplarına ayrı bir yer verilmişti. Orhan Pamuk’un eserlerine de yer verilmişti.
Porto'da yapılması gereken şeyler arasında Fado dinlemek öne çıkıyor. Son günlerimizde, hemen nehrin yanında harika bir mekan bulup Fado dinlemek için oraya gittik. Yaklaşık bir saat boyunca nefes kesen Fado sesleri ve olağanüstü yorumlarıyla büyülendik. Müziğin içine çeken bu muhteşem seslerin yanı sıra, Fado'nun ortaya çıkış öyküsü de etkileyiciydi. Bu deneyimi yaşamak için verdiğimiz 16 Euro'nun hakkını fazlasıyla aldığımızı söyleyebilirim. Ayrıca, isteyenlere kırmızı veya beyaz şarap da sunuluyordu, bu da güzel bir ayrıcalıktı içmek isteyenler için.
Gelmişken kentin eşsiz güzelliklerini keşfetmek için yola çıktık. Borsa Sarayı'nın eşsiz heybeti ve ünü gözümüzde canlandı. Biletlerimizi aldık, ancak rehbersiz gezmemize izin verilmedi. Sabırla belirlenen grup oluşma saatinin gelmesini bekledik. Sonunda içeri adım attık ve hayranlıkla etrafı süzdük. Muhteşem bir manzara karşıladı bizi. Ziyaretçilerin yüzyıllardır oturduğu koltuklar bile bize tarih kokan bir atmosfer sunuyordu. Rehberimizin sinirlerini bozan bir ziyaretçinin koltuklardan birine oturması bile bizi durduramadı; çünkü ortam o kadar büyüleyiciydi ki, etkileyici bir deneyim yaşamaktan gerçekten keyif aldık.
Sarayın ahşap dokusuyla kaplı birçok köşesi vardı. Büyük yemek masaları, duvarları süsleyen muhteşem tablolar, büyüklü küçüklü avizeler ve büyüleyici toplantı salonu göz alıcıydı. Adeta zamanın durduğu bu saray, bizi geçmişe götürüp büyülemeyi başardı.
Güvercinleri ve sokakta uyuyan insanlar da bu kentin önemli bir parçasıydı. Bu kentte sokakta uyuyan insanlar ve güvercinlerin dokunulmazlığı var gibiydi. Her yerde güvercin görebilirsiniz. Özgürce dolaşıp masalardan yiyecekler tırtıklıyorlardı. Evsiz insanlar ise sokakta kartondan yaptıkları yerde uyuyordu. Bu kişiler evsiz olduklarını belirten bir yazıyı yanlarına koymuşlardı.
Porto'da hissettiğim, kültürel çeşitlilik ve farklılıklara hoşgörünün olduğuydu. Eğer birgün yolunuz düşerse burada kendinizi asla yabancı gibi hissetmeyeceksiniz. Kentin atmosferi sizi sıcak bir kucaklama ile karşılayacak ve kenti içtenlikle keşfetmenizi sağlayacak. Porto, tarihin, sanatın ve kültürün birleştiği bir yer, bu yüzden her adımınızda yeni bir keşif sizi bekliyor olacak.
Comments