top of page

Telefondaki kadın

ree


Zehra yine gri bir sabaha uyanmıştı.Odanın perdelerinden süzülen ışık bile içini ısıtamıyordu artık. Ailesinden uzaklığı bir kader gibi kabullenişinin üzerine bir de kendi evinin içinde, sessiz sedasız büyüyen mesafeyi eklemişti hayat. Aynı masada oturdukları hâlde birbirlerine dokunamayan iki yabancıya dönüşmüşlerdi Ahmed’le. Gün geçtikçe kültürel normların, “idare etmenin”, “sabretmenin”, “evliliği yürütmenin” görünmez duvarları arasında sıkışıp kalıyordu.

O gün, günün sonunda eve döndüğünde, kısa süreliğine ziyarete gelen annesini mutfak masasında derin düşüncelere dalmış hâlde buldu. Annesinin yüzündeki gölge, Zehra’nın içini daha da sıkıştırdı.

“Anne, çocuklar iyi mi?” diye sordu endişeyle.

Annesi başını kaldırdı, gözlerinde alışılmadık bir ciddiyet vardı.“Gel kızım, otur. Sana bir şey söyleyeceğim.”

Zehra’nın yüreği bir anda hızlandı. Annesinin bu hali hiç normal değildi.Kötü bir şey var… diye geçirdi içinden. Ahmed il dışındaydı; bir toplantı için sabah erkenden yola çıkmıştı.Yoksa… bir kaza mı?

Son zamanlarda eşine karşı hissettikleri bulanıklaşmış olsa da, bunun düşüncesi bile midesine bir düğüm oturttu. Sonuçta o, çocuklarının babasıydı.

Çocuklar çalışma odasına geçince annesinin yanına oturdu.

“Anne, meraktan çatladım. Ne oldu? Kime ne oldu?” dedi.

Annesi derin bir nefes aldı.“Kızım, söyleyeceğim şey karşısında sakin kalmaya çalış,” dedi ama sesi bile kendi sakinliğine inanmıyordu.

Zehra iyice gerildi.

“Ablan bugün seni aramış, ulaşamamış,” dedi annesi.

“Anne biliyorsun, tüm gün toplantıdaydım. Açamamışım, bunda ne var? Sen de biliyordun.”

Annesi cümlelerini toparlayıp devam etti.“Asıl mesele bu değil kızım… Ulaşamayınca Ahmed’i aramış.”

Zehra’nın kaşları çatıldı.“Onu niye arasın? Hem o da il dışında toplantıda. Seni neden aramamış, burada olduğunu biliyor.du"

"Beni meraklandırmak istememiş. Ahmed'in il dışında olduğunu söylememiştim ona" Annesi bir an durdu. “Ama sorun şu ki… Ahmed’in telefonunu bir kadın açmış.”

O anda odanın duvarları üzerine çöktü sanki.“Ablan ‘Ahmed orada mı?’ diye sorunca, kadın ‘Şu an burada değil, beş dakikaya dönecek’ demiş. Kim olduğunu sorunca da…‘Kız arkadaşıyım’ demiş.”

Zehra önce hiçbir şey söyleyemedi.Yüzündeki ifade dondu. Ellerinin titrediğini fark etti.“Yok… Böyle bir şey olamaz,” diyebildi ancak.

Hızla ablasını aradı.“Numarayı yanlış çevirmiş olabilir misin?” diye sordu, sahip olduğu son umuda tutunarak.

Ablası net bir sesle cevap verdi:“Hayır. Ahmed’in numarası kayıtlı. İsimden aradım.”

Zehra, bir an bile tereddüt etmeden numarayı istedi. Ahmed'in eski numarasıydı. Numarayı yazınca bundan iyice emin oldu. Telefonu çaldırdı ve aynı kadın açtı. telefonu

Zehra’nın sesi kısık ama açıktı:“Ben… Ahmed’in eşiyim.”

Kadın, ablasına söylediği her şeyi sakince doğruladı. Ne sakladı, ne panikledi. Sanki her şey olması gerektiği gibiymiş gibi…

Zehra oturduğu sandalyeye yığıldı. Sanki bedeni boşalmıştı.İçinde yıllardır büyüyen mutsuzluğun kaynağı bir anda keskin bir gerçeklik olarak yüzüne vurulmuştu.

Annesi yanına koştu, sarıldı, “Kızım tamam… Üzülme… Geçicidir,” diye fısıldadı.Ama Zehra annesinin sesini duymuyordu artık.Ahmed’i aradı, “Neden?” diye haykırdı.Karşıdan gelen inkar, kaçamak cümleler, çelişkili açıklamalar Zehra’nın içini daha da acıttı.

O an anladı:Artık geri dönülmez bir yolun başındaydı.

Ama onu asıl şaşırtan, annesinin tavrıydı.Zehra’nın acısını göremiyor, hissetmiyor gibiydi. Onun tek derdi, evliliğin yara almadan devam etmesiydi.

“Böyle şeyler olur kızım,” dedi sessizce. “Önemli olan yuvanı koruman.”

Zehra o anda kültürün ne kadar güçlü, hatta zaman zaman acımasız bir yapı olduğunu fark etti.Annesi, kendi kuşağının öğretildiği kalıplarla bakıyordu:Evlilik sürer, kadın sabreder, yuva bozulmaz…

Ama Zehra artık kendi sessiz çığlığının yankısını duyuyordu.Bu kez susturamayacağı bir sesle.

Son Yazılar

Hepsini Gör
San Miguel Alto’da Bir Gece

Flamenko bitti, yıldızlar “haydi manzaraya” dedi. San Miguel Alto’ya tırmandık; grup on beş dakika serbest dolaşma aldı. Ben de bir sokak ressamının önünde, çocuklara alacağım tablolara imza sırası be

 
 
 

Yorumlar


bottom of page