Türkiye'de Kültürlerarası Hemşirelik Dersi
- Gulbu Tanrıverdi
- 7 Tem 2023
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Eki 2023
Türkiye’de 2004 yılı öncesinde ise Kültürlerarası Hemşirelik dersi lisans veya lisansüstü hemşirelik programlarında yer almıyordu. Büyük hocalarımı duyar gibiyim…
Olur mu öyle şey Gülbu! Biz medikal antropoloji aldık, biz antropoloji aldık, biz sağlık sosyolojisi aldık.
Kesinlikle haklısınız. Hatta Kültürlerarası hemşireliğin kurucusu Leininger da Antropolojide doktora yapmıştı. Ancak bir şeyin farkına Leininger çok net varmıştı. Antropolojinin hemşirelere kültürel yeterlilik kazandırmak gibi bir amacı yoktu. Çünkü farklı bir disiplindi. İçinde hemşirelik yoktu, bakım yoktu. Alanın kurucusu Leninger’ın da ifade ettiği gibi bu dersleri Kültürlerarası Hemşirelik dersinin yerine konulamazdı.
Peki neden 2004 yılına kadar Kültürlerarası hemşirelik dersi Türkiye’de hemşirelik müfredatlarında yer almamıştı. Bunun birçok nedeni olabilir...
Türkiye’de 2001 yılı öncesinde Kültürlerarası Hemşirelik kavramına yönelik herhangi bir kaynağa ulaşılamamaktadır. Amerika’da olduğu gibi bizdeki hemşirelik eğitimi de öğrencilere kültürel yeterlilik kazandırmıyordu. Kültürlerarası hemşirelik Türkiye’de bir uzmanlık alanı değildi. Bu alanda eğitim almış öğretim elemanları yoktu. Sertifika veya kurs programları yoktu. Bu alanda yazılmış ulaşılan tek bir tane Türkçe makale vardı.
Peki 2004 yılında ne olmuşta da bu ders müfredata girmişti!
Bu anlamda 4-5 Temmuz 2003 yılında Kapadokya’da yapılan Hemşirelik ve Kültür Sempozyumun etkisi olduğunu düşünüyorum. İlk kez Türkiye'de bir sempozyumda “Kültürlerarası (transkültürel) hemşirelik” konuşulmuştu. Bundan bir yıl sonra ilk kez kültürlerarası hemşirelik dersi bir hemşirelik programında seçmeli ders olarak açılmıştı. Birbirini izleyen bu iki gelişmenin birbiriyle bağlantısının çok yönlü olarak kurulabileceğini düşünüyorum.
Tüm bu gelişmeler maalesef Kültürlerarası Hemşirelik dersinin 2004 yılına kadar hiçbir hemşirelik lisans programında olmaması gerçeğini değiştirmiyordu.
Peki, olmalıydı mı? Elbette olmalıydı. Çünkü hemşirelik bakımı bütüncül bir yaklaşım gerektirir. Kültürü dışarda bırakan bütüncül bir bakımdan, yaklaşımdan söz edebilir miyiz? Hayır elbette… O zaman 2004 yılına kadar öğrencilerin aldığı eğitim kültürel yeterlilik bağlamında eksik kalmış mıdır?
Kültürlerarası hemşirelik dersinin bize kazandıracaklarını sosyoloji, psikoloji ve antropoloji gibi derslerin kazandıramayacağı konusunda netleşmeliyiz. Bu alanlardan yararlanabiliriz ancak hiçbir zaman Kültürlerarası Hemşireliğin yerine koyamayız. Bunların hiçbiri bize kültürlerarası hemşirelikteki temel kavramları, teorileri, modelleri, etnik hemşirelik araştırma metodunu, kültürel güvenliği, kültürel bakım standartlarını, kültürel yeterliliği geliştirme yollarını öğretemez ya da öğretmez. Zaten öğretecek olsaydı böyle bir uzmanlık alanının geliştirilmesine gerek olmayacaktı. Bu ise olayın en basit yanıtı...
Kültürlerarası hemşirelik dersinin lisans programlarında olmaması bu alanın Türkiye'de gelişmekte geç kalmasıyla açıklanabilir mi?
Leninger’ın bu alanı geliştirmek için meslektaşlarından destek istediğinde onlardan aldığı olumsuz geri bildirimler bizim ülkemiz için de geçerli olabilir miydi? Şimdi aklıma yaşadığım iki deneyim gelmişti.
Yıllar önce bir hocamız “Gülbu Halk Sağlığı Hemşireliğinde okul sağlığı, iş sağlığı gibi alanları geliştirmek yerine neden enerjini Kültürlerarası Hemşireliğe veriyorsun, yazık emeğine çok ütopik bir konu seçmişsin” demişti. Bir başka hocamız ise “Kültürlere uygun yaklaşım diyerek ayrıştırmış olmuyor musun? Kafaları bulandırmanın ne anlamı var” diyerek düşüncelerini paylaşmıştı. Kendilerince haklıydılar belki... Ama sonraki süreçte bu hocalarımdan biri kültür konu olduğunda Gülbu 'ya ulaşın demişti. Mutlu olmuştum.
Şunu da unutmamak lazım Kültürlerarası Hemşirelik ayrıştırmak için değil tam tersine herkesin hakkettiği bakımı vermek için geliştirilmiş bir alandı. Acaba bu tepkiler bu alanın göz ardı edilmesinde etkili olmuş muydu? Ya da sadece biyolojik ve psikolojik gereksinimlere odaklanıp kültürü unuttuk mu? Unutmak mı istedik acaba! Ne çok soru var tartışılacak...
Türkiye’de demek ki Kültürlerarası Hemşirelik dersinin 20 yıllık bir geçmişi var. Bu süreci yakından takip eden biri olarak sizlere özetlemek istiyorum.
Türkiye’de hemşirelik lisans programlarında Kültürlerarası Hemşirelik dersini inceleyen ilk çalışmayı sevgili arkadaşlarım Prof. Dr. Hacer Çetin ve Doç. Dr. Sibel Karaca Sivrikaya ile 2004-2005 Eğitim-Öğretim yılında yapmıştık. O zaman Kültürlerarası hemşirelik dersi ulaştığımız 66 hemşirelik lisans programından sadece birinde seçmeli ders olarak veriliyordu. 15 yıl sonra aynı çalışmayı sevgili Dr. Öğretim Üyesi Melike Yalçın Gürsoy ve Arş. Gör. Gözde Özsezer ile yaptık. Bu kez dersin programlardaki oranı yaklaşık %40 artmıştı.
Bu oran lisansüstü hemşirelik programlarında özellikle de yüksek lisans programlarında maalesef çok düşüktü. Bahçeşehir Üniversitesinde Kültürlerarası Bakım dersini verdiğim dönemde, dersi alan doktora öğrencilerimden sevgili Başak Arı, Suzan Güven ve Göknur Parlak ile birlikte lisansüstü hemşirelik programlarında kültürlerarası hemşirelik dersini irdelemiştik. Türkiye’deki ulaştığımız 69 hemşirelik yüksek programlarının sadece 10’unda (%14.5), ulaştığımız 48 hemşirelik doktora programlarının ise sadece 17’sinde (%35.4) Kültürlerarası Hemşirelik veya ilişkili bir ders veriliyordu.
Bu her iki çalışmada da elde ettiğimiz ortak sonuç programları özetlemem gerekirse ortak bir program içeriği yoktu. Her bir hemşirelik programında dersin amacı, konu başlıkları ve çıktıları farklıydı. Hatta birbiriyle yakından uzaktan benzerliği olmayan ders içerikleri bile vardı. Kısaca dersin adını saklayıp sadece içeriğe baktığında dersin adının Kültürlerarası Hemşirelik olduğunu düşündürmeyecek içerikler bile vardı.
Oysaki Kültürlerarası Hemşireliğin kurucusu ve lideri olan Leininger dersin amacının kültürel yeterliliği geliştirmek olması gerektiğini bütün yayınlarında vurgulamıştı. Bu amaca uygun ders içeriği ve çıktılar belirlenmesi gerekiyordu. Oysa Türkiye’de Kültürlerarası hemşirelik dersi için kültürel yeterlilik amaçlar arasında yok denecek kadar azdı. Bu çeşitliliğin nedeni ne olabilir diye düşünmeden edemiyorum.
2008 yılında yapılan 1st European Transcultural Nurses Association (ETNA) International Conference’nda ilk kez kültürlerarası hemşirelik dersi için bir ders içerik örneği hazırlayıp sunmuştum. 2019 yılında Bursa’da yaptığımız Kültürlerarası Hemşirelik Kongresinde ikinci kez bir ders içeriği önerisi daha sundum. Hatta içerik önerimi kültürlerarası hemşirelik çalıştayında da paylaştım. Çalıştay grubunun önerisi ile dernek üyelerine içeriği gönderip geliştirilmesi ve değiştirilmesine yönelik öneri talep ettim. Aslında o günkü çalıştayda da programı geniş bir grupla tartışmayı hedeflemiştik. Ancak çalıştaya katılan dersi veren hoca sayısı beşi geçememişti. dernek üyelerinden de geri bildirim alamamıştık.
En son 2017’de güncellediğim ders içeriklerini en azından ilk kez dersi vereceklere yol göstermesi için buraya fotoğraf ekliyorum. Her yıl dersin amacından ayrılmadan düzenlemeler yapıyorum.
Kültürlerarası hemşirelik dersi için belki sizlere yardımcı olabilecek birkaç öneri sunabilirim. özellikle dersleri ilk kez verecek olanlara.
Öncelikle bu ders için kullanabileceğiniz kaynak önerilerimi yazayım. Ders için bu alana gönül veren meslektaşlarımla başta Kültürlerarası Hemşirelik kitabı olmak üzere yedi kitap yazdık. Bu kitaplara yönelik bilgiye sayfamdan ulaşabilirsiniz (Bu zamana kadar kitaplardan tek kuruş ne ben ne de bölüm yazarları tek kuruş almadık. Kültürlerarası hemşirelik için verilen telif hakkını ise derneğe bağışladık. Kendi özgün kitabımın telif hakkını ise üniversiteme devrettim). Yakında sizinle kongre kitap linklerini de paylaşacağım. Kongre kitaplarını da kaynak olarak değerlendirebilirsiniz. Konu ile ilgili her gün sayıları artan Türkçe makaleleri de kaynak olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca “Journal of Transultural Nursing” başta olmak üzere bu alanda yayın yapan uluslararası yayınları da dersiniz de kaynak olarak kullanabilirsiniz.
Derslerde farklı interaktif yöntemler kullanabilirsiniz. Konularınızı videolarla örneklendirebilir, drama yaptırabilir, sözlü ve yazılı geri bildirimler alabilir, film ve kitap okuma ödevleri verebilir, grup ödevleri verebilir, grup sunumları yaptırabilir, farklı kültürlere yönelik posterler hazırlatabilir, öğrencilerinizin araştırmalar yapmalarını talep edebilirsiniz. Kültürel yeterliliği geliştirmek için onlarca yöntem var. Bunları size ayrıca yazacağım.
Kendi dersimden birkaç örnek verebilirim. Örneğin bir yıl ders kapsamında ancak teorik ders saatlerinin dışında üniversitemizdeki uluslararası öğrencilerle onların kültürünü tanımak amaçlı görüşmeler gerçekleştirmiştik. Bu görüşmeleri öğrencilerim ayarlamıştı ve görüşmelere katılarak onları raporlandırmışlardı. Dönem sonunda görüşme yaptığımız öğrencilerin de katıldığı bir çalıştayı ders kapsamında düzenlemiş, hem görüşme raporlarımızı paylaşmış hem de çok eğlenceli vakit geçirmiştik. Ayrıca öğrencilerimin de isimlerinin olduğu bu raporu Kültürlerarası Hemşirelik Kitabımızın sonuna ek olarak koymuştum.
Bir diğer dersimde yine öğrencilerimle farklı ülkelerdeki hemşirelik eğitimini irdeleyen ders kapsamında ancak ders saatleri dışında bir çalışma yapmışlardı. Bu konuyu da sonrasında bir çalıştay konusuna dönüştürmüştük.
Derslerimden birinde öğrencilerime dönem başında üniversitemizden yabancı uyruklu bir öğrenciyle tanışmasını ve dönem boyunca her hafta bir kez onunla kültür alışverişi için bir araya gelmesini istemiştim. İletişime geçtiği kültür kendisine tanıdık olmayacaktı. Hatta dersimi alan öğrencilerim arasında yabancı uyruklu öğrencilerim de vardı. Dönem sonunda ise yine dersin dışındaki saatlerde öğrencilerim bir dönem iletişimde kaldıkları öğrencilerle bana gelmişlerdir. Dönem boyunca yaşadıkları deneyimleri birlikte anlatmışlardı. Gerçekten muhteşemdi. yabancı uyruklu öğrenciler bunun yaygınlaşmasını istemişlerdi. Belki bunu bir proje haline getirebilirim.
Derslerimde video mutlaka kullanırım. Akşamdan izler. Her dönem farklı bir şey var mı diye bakarım. Çok sevdiğim, etkilendiğim her yıl izlettiğim iki videoda yok değil.
Videolar sırasında öğrencilerimi gözlemlerim sonra yazılı veya sözlü geri bildirimlerini alırım.
Bazen bir konuyla ilgili vaka verir üzerinde tartışırım. Bazen sınıfta gruplar oluşturup her bir grubun konuyu farklı yönüyle ele almasını isterim.
Sizlere yaklaşık yirmi yıldır verdiğim eğitim ve derslerin birazda geri bildirimlerinden bahsetmek istiyorum. Hatta "Hemşirelik öğrencileri gözüyle kültürlerarası hemşirelik dersi kendilerinde neleri değiştirdi” başlıklı bir bildiriyi sevgili öğrencilerim Fatma Nur Balkaya, Latife Güler ve Ayşe Fatma Topal ile Urfa’da 2017 yılında Kültürlerarası Hemşirelik Kongresi’nde sunmuştuk. Geri bildirimlerin ortak noktası öğrencilerim kültürel yetersizliklerinin, önyargılarının hatta ayrımcılık duygularının farkında bile değiller.
Öğrenci görüşlerinden bazıları şöyleydi:
§ “Benim kültürümden olmayan insanlara daha ılımlı yaklaşmamı sağladı”.
§ “Bakım ve tedavi yaparken kişilerin verecekleri tepkilere daha olumlu yaklaşmayı öğrendim. Çünkü farkında olmadan kişilerin kültürel sınırlarını aştığımı gördüm”.
§ “Bakım verirken, patavatsızca işleme girmeden önce, hastanın tepkilerini öğrenmeye çalışıyorum”.
§ “Hemşirenin hastaya bakım vermeden önce kültürel bilgi, yeterlilik ve duyarlılığa sahip olmasının hastanın iyileşmesi ve morali yönünden önemli olduğunu anladım”.
§ “Bu dersi almamın bana geri dönüşümü çok güzel oldu. Farklı bakış açısı ve hoşgörü kazanımlarım oldu”.
§ “Farklı kültürlerde bir tebessümün, dokunuşun dahi farklı anlama geldiğini öğrendim”.
§ “Farklı olan kültürlerdeki insanlara direk kötü gözle bakmamayı öğrendim”.
§ “Bakım verdiğim, vereceğim kişilerin farklı kültürlere ait oluğunu biliyordum, fakat bu ders bana farkına varmamı sağladı”.
§ “Bu ders ilk başta sınıfımdaki farklı kültürel değerleri görmeme ve tanımama vesile oldu. Ülkemizde daha çok farklı kültürün olabileceğini gösterdi ve bireye bakım veren bir meslek olarak kendimizi bu bağlamda geliştirmemizi de öğütler nitelikteydi”.
§ “Bu ders bakım verirken empati yapmamı ve bakış açısı geliştirmemi sağladı”.
Ana derslere son yıllarda özellikle entegre edilen geleneksel uygulamalar ve kültürel bakım farkındalığına yönelik kısa ve tek derslik konular öğrencilere sadece kültürel bilgi kazandırıyor. Öğrenci kültürel farklılık olduğunu öğreniyor. Hepsi bu kadar...
Kültürlerarası hemşirelik dersi herhangi bir seçmeli ders ile aynı teraziye konulmamalı. Bu dersi alan öğrenciler de bu alana gönül veren öğretim elemanları da bunun farkında...
Bu dersleri açmayı düşünen meslektaşlarımın öncelikle kendi kültürel yeterliliklerini geliştirmelerinin en önemli nokta olduğunu söylemeliyim. Bir sonraki yazımda size kültürel yeterlilik neden önemli ve nasıl geliştirilmeli konusunu yazacağım. Umarım bu yazı yararlı olur.
Comments